Kızıltan, yaptığı açıklamada, ramazanın vücudun dengesini korumasına yardımcı olduğunu belirtti.
Oruç tutmanın vücudu yenilediğini aktaran Kızıltan, "İnsanlar genelde açlık hissini sevmezler. Açken sinirli olunur ancak açlığı tam anlamıyla bilmemiz gerekiyor. Maalesef günümüzde hem gıda endüstrisinin hem de teknolojinin imkanlarından dolayı bu duyguyu yaşayamıyoruz. Bir hücre hatalı proteinler üretebiliyor ya da dışarıdan antijen, virüs ve bakteri alabiliyor. Vücudun bunlardan kendini temizlenmesi gerekiyor. Bunun temelindeki faktör açlıktır. Aç kalınca bunlar vücuttan daha çok temizleniyor. Bağışıklık sistemi güçleniyor." dedi.
Bazı hastalar için oruç tutmanın sakıncalı olabileceğini vurgulayan Kızıltan, şunları kaydetti:
"Oruç tutmak isteyen hastaların, sağlıklarını riske atmamak için mutlaka doktorlarına danışması gerekiyor. İmkanı olanlar oruç tutsun. Bilimsel çalışmalarda, otofaji mekanizmasının özellikle parkinson, alzheimer ve demans gibi nörolojik hastalıkları engellediği ortaya konulmuş. Günde tek sefer beslenmek, sıvı almak çok uygun değil. İftar ve sahur arasında yeterli düzeyde sıvı ve protein almak lazım. Aç kalmak ne kadar önemliyse düzenli beslenmek ve stresimizi kontrol altına almak da bir o kadar önemli."