Muş Alparslan Üniversitesi ev sahipliğinde öğrencilere yönelik "Bir Tanığın Gazze Gözlemleri" konulu konferans düzenlendi.
Kent merkezindeki İslami İlimler Fakültesi konferans salonunda gerçekleştirilen program, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.
Konferansa konuşmacı olarak katılan ve Gazze'de gönüllü olarak görev yapan Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Taner Kamacı, herkes gibi Gazze'deki sıkıntıları televizyonlardan izlediklerini, sosyal medyadan gördüklerini anlattı.
Bu konuda kimsenin içinin rahat olmadığını, dünyanın gözü önünde masum insanların katledildiğini belirten Kamacı, şunları kaydetti:
"18 Mart'ta uluslararası bir dernek aracılığıyla Gazze'ye gittim ve 2 hafta kaldım. Ekibimizde Türkiye'den ben tek vardım. Mesleğimden dolayı böyle bir imkan elime geçti. Uluslararası bir dernekle önceden onay alarak gittik oraya. Kahire'den Refah'a normal de 5 saatte gidiliyor. Biz o yolu 17 saatte gittik, çünkü her yarım saatte bir kontrol noktası vardı. Gazze'nin yüzde 80'ine girilmiş, evleri yıkılmış. Maalesef bugün Refah'a girildi. Refah girilmemiş son kentti. Kuzey Gazze'de neredeyse ayakta kalan ev yok. Güney Gazze'nin çoğu öyle."
İnsanların çok zor durumda olduğunu ama inancını kaybetmediğini anlatan Kamacı, "Refah kapısından Gazze'ye girdik. Benim hemen algım değişmeye başladı. Çünkü orada yüzü gülen, morali yerinde, psikolojisi sağlam insanlarla karşılaştım. Hiç beklediğim gibi çıkmadı. Mısır'da kimsenin yüzü gülmezken Gazze'de insanların yüzü gülüyordu. Şaşkınlık vericiydi benim için. Oradaki insanlar 'kaybettik' gözüyle bakmıyorlar. İnsanlar, 'Burada evimiz yıkıldı ama Allah için direndik. O yolda evimiz yıkıldı. Ölürsek şehidiz, kalırsak da zafer bizimdir.' diyorlar." değerlendirmesini yaptı.
Gazze'deki hastanelerin tamamına yakınının kullanılamaz halde olduğunu dile getiren Kamacı, bu nedenle bazen acil olanların dışındaki hastalara bakmadıklarını belirtti.
Tıbbi malzeme konusunda sıkıntılar yaşandığını vurgulayan Kamacı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sadece oraya girip çıkan doktorlar kendi yanında malzeme götürebiliyordu. Biz de giderken yanımızda malzeme götürmüştük. Hastanelerin bütün koridorları insanlarla doluydu. İsrail her yeri bombalıyor. İlk aylarda hastaneler bombaladığında bütün dünya ayağa kalkmıştı. İsrail o tepkiler olmasaydı belki ilk önce hastaneleri vururdu. İsrail hiçbir kuralı dinlemiyor. Gazze'dekiler Türkiye'yi çok seviyor. Türkiye'den geldiğimi söylediğimde boynuma sarıldılar. Türkiye'den çok fazla beklentileri var. Son zamanlarda güzel gelişmeler oldu. Ticaretimiz durduruldu. Güney Afrika'nın açmış olduğu ceza davasına dahil olduk. Bunlar çok önemli şeyler."
Konferansa, Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alican, rektör yardımcıları, akademisyen ve öğrenciler katıldı.