Tunceli'de köylüler "baharın müjdecisi" oğlak ve kuzulara özenle bakıyor
Ormanlık ve dağlık alanların geniş yer kapladığı Ovacık’ta, hayvancılık faaliyetleri her geçen yıl yaygınlaşıyor.
İlçenin Çakmaklı, Paşadüzü, Havuzlu, Akyayık, Şahverdi, Yarımkaya ve Gözeler köylerinde yaşayan besiciler de yıllardır koyun ve keçi yetiştiriciliğiyle geçimlerini sağlıyor.
Dört mevsim hayvanlarıyla ilgilenen köylüler, yaklaşık 3 ay önce dünyaya gelen oğlak ve kuzulara da özenle bakarak sağlıklı büyütmeye çalışıyor.
Günün erken saatlerinde uyanan köylüler, ilk olarak yavrularını yanlarında götürmedikleri keçi ve koyun sürülerini ahırlardan dışarı çıkarıp baharın gelişiyle yeşillenen meralarda otlamaya götürüyor.
Bu sayede hayvanların süt verimini arttırmaya çalışan köylüler, daha sonra keçi ve koyunları günde iki defa tekrar köye getirip yavrularıyla buluşturuyor.
Ahır kapılarının açılmasıyla sürünün içine karışan oğlak ve kuzular, kısa sürede annelerini bulup karınlarını doyuruyor.
Köylüler, yeterli kadar beslenemeyen bazı oğlak ve kuzuları da biberonla beslemeye çalışıyor.
- Merada doğan kuzu ve oğlakları kucaklarında eve taşıyorlar
Bazen de oğlak ve kuzular, meralarda dünyaya geliyor ve hayvan yetiştiricileri yavruları kucaklarında evlerine kadar taşıyor.
Mayıs ayına kadar anne sütüyle beslenecek olan oğlak ve kuzular, meraların iyice yeşillenip otlakların çoğalmasıyla doğaya salınacak.
Besicilerden Binali Taş, Ovacık'ın dağları ve ovalarıyla hayvancılığa uygun olduğunu söyledi.
Baharın gelişiyle koyunlarını meraya çıkardığını belirten Taş, "Paşadüzü köyünde yaşıyorum ve 6 yıldır büyükbaş ve küçük hayvancılıkla uğraşıyorum. Hayvancılıkla sadece ben ve kız kardeşim ilgilendiğimiz için işlerimiz bazen zorlaşıyor. Bir de her gün küçükbaş hayvanları araziye götürmek zorunda oluyoruz ve bu da yorucu oluyor." dedi.
Taş, koyunlarının mart ayında doğum yaptığını hatırlatarak, "O süreçten itibaren kuzuları yaklaşık 6 ay boyunca annelerinden emdikleri sütle besleyeceğiz. Bazı kuzulara annelerinin sütü yetmiyor ve bunun için de ineklerden annem süt sağıyor. Gerekli işlemin ardından biberonlara doldurduğumuz sütü kuzulara veriyoruz." ifadelerini kullandı.
- Hayvanları için tüm zorluklarla mücadele ediyorlar
Besici İbrahim Köse de çocukluğundan beri hayvanlarla iç içe yaşam sürdüğünü anlattı.
Mesleğini atalarından devraldığını ifade eden Köse, "Bizim kuzularımız şubatta doğmaya başladı ve yaklaşık bir ay boyunca ahırda nöbet tuttuk. Doğumlar tamamlandıktan sonra da kuzuları birkaç hafta annelerinin yanında bıraktık. Bu sayede kuzular sürekli süt emerek belli bir büyüklüğe ulaştı. Şimdi ise kuzuları ve koyunları ayrı bölmelere koyup günde iki defa buluşturuyoruz. Bazen de kuzuları yem bitkileriyle besleyip büyütmeye çalışıyoruz." diye konuştu.